EĞİTİMCİ ŞAİR YAZAR HAYRİ SARI YAZDI: "BU ARABA CAMİYE AİT DEĞİL Mİ ?"

6/14/2025

BU ARABA CAMİYE AİT DEĞİL Mİ?

Bilirsiniz, benim özel binitim yok. Yine küçük bir halk otobüsündeyim öğlen sıcağında. Halkın içindeyim yani.

Halkın içinde, halktan biri olmak çok güzel bir şey doğrusu!.. İnsan yaşadığını fark ediyor da okuyup izlediklerine şaşırmıyor.

Benim dinlence yerim, çocukluğuma, gençliğime doyamadığım; mavinin, yeşilin, karanın üstünde dans ettiği, kömür gözlü anıların kucağıdır. Ben, her yaz, o kucakta yenilemeye çalışırım kendimi.

Kent girişinde bir heykelle simgelenmiş gidenlerimi ana ana yaşıyorum işte! O heykele doğru yürüdü mini halk otobüsümüz. Şoför çok ciddi. Bir uçak dakikliğiyle çıktık yola.

Gözlerim çevrede, kulaklarım söyleşilerde... Emekçilerin yer altına inip yer üstüne çıktıkları asansör görüntüleri, direk harmanları, bir zamanlar babamın da düdük öttürdüğü bekçi kulübeleri...

Bir adam, iki kadın, hiç kimse yokmuş gibi dalıp gitmişlerdi. Söyleşi konusu yaşam zorluklarıydı, geçim sıkıntılarıydı. Cılız seslerin ağızlarından söz kapan bir kadın, havasını atıyordu. Dinledim onu da:
"Altında bir buçuk trilyonluk arabası va! Ocak'ta çalışmasa neynen alıcaktıı! Deniz kenarındaki uzun evleden 1+1 ev aldı yatırum içün."

O ara, otobüsümüz, Çingene yerleşkesine dönüşen bakımsız tepeciğin altındaki yolda durdu. Anıların madenci evleri yoktu artık. Dalıp gittim de sonsuzluğa göçen Behzat'ı andım.

Ön taraftaki didişmeyle kendime geldim. Para tartışması vardı. Ayakta zor duran, yaşlı bir kadın, yanındaki çocuk için para veremeyeceğini söyledi şoföre. Şoför, inat ediyordu para ödenmesi için. Yoksul olduğu kılık kıyafetinden belli olan kadın, çaresizliğin verdiği tepkiyle:
"Senin hiç hayırın yok mu be adam?" dedi.

Şoför:
"Zaten yolcumuz az, bu araba su yakmıyor. Mazot alırken bize hayır sormuyorlar be teyze! Sen çocuğun..." derken arkadan cılız bir yaşlı sesi duyuldu:
"Bu araba camiye ait değil mi? Oy oy!.."

Arkaya baktığımda, kuru yüzlü, çekik gözlü adamı ünlü bir oyunda izliyormuş gibi oldum. Adam, ağlatıyı güldürüye çeviriyordu.

Halk otobüsleri tiyatro gibidir. Orada izleriz yaşamın kendisini. Belki de farkında olmadan, orada, biz oluyoruz, giz oluyoruz.

O kadın da o adam da birer cümle artık benim yeni belleğimde:
Senin hiç hayırın yok mu be adam?
*Bu araba camiye ait değil mi?

HAYRİ SARI

Related Stories