EĞİTİMCİ YAZAR MEHMET KILIÇOĞLU'NUN ŞİİR ÜZERİNE YAZISI "BANA GÖRE ŞİİRİN YAZILMA AŞAMALARI..!"

BANA GÖRE ŞİİRİN YAZILMA AŞAMALARI..!

Durup dururken bir şiir yazılmaz. Şiir çoğu kez kendini yazdırır. Kimi zaman kafanda günlerce şiir olmamış, duygu ve düşüncelerle dolaşırsın. Gece yatarken bile kafanda şiir dolanır, durur.

Şiirin bir birikimi olması gerekir. Bu birikim yaşanmış olaylardır. Yaşanması düşünülen duygulardır. Gördüğün güzellikleridir, çirkinliklerdir. Okuduğun kitaplar, izlediğin filmler, hep bir birikim olacak...

Bu birikimi aktaracağın sözcükler önemlidir. Sözcüklerin birbiriyle ilişkisi, insanlara olan etkisi çok önemlidir. Öyle anlar olur ki bir sözcük ,bir şiiri uçurur. Şair her sözcüğü ölçüp tartmalı.

Dere diplerinde onlarca yıl aşınıp parlaklaşmış taşlar gibi olmalı sözcükler. İnsanın, öfkesini, umudunu ,direncini yansıtmalı. Öyle ki, bir Ahmet Arif şiirinde "demir kapı, kör pencere" en ağır hapishaneyi çağrıştırır. Ya da bir Cahit Külebi şiirinde "Kağnı, tozlu yol, ceviz ağacı" Anadolu'nun ,ıssızlığını, yoksulluğunu" beynimize çıkmayacak biçimde yerleştirir..

Kısacası şiir yazma, söyleme kolay bir eylem değildir.

KIRAÇ ANADOLU ve İNSANI

Taşlar, çalılar arasında

Bir avuç kıraç toprak...

Çalışır çabalar günler, aylar boyu

Bir de yediğine, giydiğine bak

Çoğunluk tahıl tane...

Üç beş yılda bir

Yeni giysi, ayakkabı bulmuşsa daha ne

MEHMET KILIÇOĞLU