EĞİTİMCİ YAZAR MEHMET KILIÇOĞLU YAZDI: "ORHAN KEMAL'İN ÇÖPÇÜSÜNÜN ATINDAN, BAHÇEMİZE DÜŞEN YAVRU KEDİYE...!"


ORHAN KEMAL'İN ÇÖPÇÜSÜNÜN ATINDAN, BAHÇEMİZE DÜŞEN YAVRU KEDİYE...!
Orhan Kemal bir öyküsünde bin dokuz yüz otuzların Adana'sındaki bir mahalle çöpçüsünden söz eder. Kendi mahallelerinde çöpçülük yapan, herkesin sevdiği amcanın başka bir mahalleye görevli gitmesi gerekir.
Çöpçü amca mahalleyi çok sever, kendi kafasında hayaller kurar. Eğer bir gün belediye onu başka bir mahalleye göndermek isterse, mahalledeki bir çok insan onun gitmesini istemez. Hatta O, beyefendi giyimli bir bürokrat olan kişi O’nun için belediye başkanına çıkar, onu korur, diye düşünür..
Ancak, hiç bir kişi onun düşündüğü gibi çıkmaz. Başka mahalleye gitmesine engel olmazlar. Çöpçü, artık başka mahalleye gitmeyi kabul eder de, ancak onu üzen daha büyük bir olay vardır.
Çöpleri toplamak için ona verilen at yakında yavrulayacak. O yavruya kim bakacak? Ata kendisi gibi kim değer verecek. Çöpçünün en büyük üzüntüsü budur. Mahallede bir çok kişiye bu üzüntüsünü açar, ancak kimse ona umut vermez. En sonunda kendisi gibi gariban Fatma teyze onu anlar. "Üzülme, at yavrularsa taya ben bakarım. Soğuklarda üşümesin diye sıcak yere alırım onu. Üstüne çul örterim" der. Çöpçü de artık yeni mahallesine rahat rahat gitmek ister.
İki ay kadar önce soğuk, yağmurlu bir günde bahçemize el kadar yavru bir kedi düştü. Anası yok. Duvar dibine büzülüyor. Biz yanına yaklaşınca kaçıyor, uzaklaşıyor. Biz, eşim ve ben ona yaklaşmak, bir kutuya almak istedikçe o kaçtı. Ama, biz onun yakınına peynir koyduk, ayakkabıları bıraktığımız kapalı bölümü açık bıraktık, oraya girsin diye. Üç beş gün geçince yavaştan yavaştan bize yaklaşmaya başladı. Ama, soğuğu yediğinden hep yarım yamalak sağlıklı görünüyordu. Havalar ısındıkça, kedi bize alıştıkça, sağlığına kavuştu. Yerini öğrendi. Gece olunca aralık kapıdan camlı bölüme girip yatıyor, çulun üstüne.
Sabah akşam bir parça peynir veriyor hanım. Arada biraz kedi maması veriyoruz. Ama o peynir istiyor. Bahçede uçuşan kelebeklerin peşinde koşuyor. Ufak elmaları yuvarladığım an peşinden koşup kaleci gibi yakalıyor. Hani kalecilere kedi gibi derler. Doğruymuş bu söz. Her attığım elmayı çok hızlı yakalıyor.
Artık bizi sahiplendi. Başka yerlere gezmeye gitse bile akşam yuvasına, bahçemize dönüyor. Şimdi biz de Çöpçü gibi düşünüyoruz. Biz üç beş günlüğüne bir tarafa gidecek olursak, bu kedi yavrusuna kim bakar?
İnsanoğlu işte böyle, yakınlık kurduğu bir canlı için kaygılanıyor. Üzülüyor. ORHAN KEMAL'İN ÇÖPÇÜSÜNDEN BİZİM KEDİ YAVRUSUNA...!
MEHMET KILIÇOĞLU
YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİR TÜRKÜ TUTTURMUŞUM..!
BAYRAMLAR..BAYRAMLAR..MUTLU BAYRAMLAR!..
ORHAN KEMAL'İN ÇÖPÇÜSÜNÜN ATINDAN,BAHÇEMİZE DÜŞEN YAVRU KEDİYE...!