EĞİTİMCİ ŞAİR YAZAR BEHİCE AKÇA KARADENİZ YAZDI: "PAZAR MI? MARKET Mİ?"


PAZAR MI? MARKET Mİ?
Pazar yerlerinin ayrı bir güzelliği ve özelliği vardır bence. İnsanların samimiyeti, şakaları, tezgahların kuruluşu ayrı bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes rolünü iyi ezberlemiştir. Hareketler, replikler bellidir.
Pazar yerleri dayanışmanın, yardımlaşmanın ve paylaşmanın da nadir yaşandığı yerlerdendir. Bir tezgâhta bulamadığınız şeyi o tezgâhın sahibinin yönlendirmesiyle başka bir tezgâhta bulabilirsiniz. Komşuluğun ve yardımlaşmanın unutulmaya yüz tuttuğu bu günlerde bu davranışların çok değerli olduğunu düşünürüm hep.
Pazar yerlerinde kıskançlık ve haset yoktur. Herkes emeğinin karşılığını kazanma, evine ailesine ekmek götürme telaşındadır.
Pazar yerlerini ve pazarcı kültürünü oldum olası çok severim. Rengârenk sebzelerin, meyvelerin şenlendirdiği tezgâhları izlemek bile bir resim tablosunu izler gibi gelir bana. Pazarcıların satış yarışındaki bağırışmaları en güzel müzik dinletisi gibidir.
Pazarın renkleri, neşesi, enerjisi beni bir başka etkiler, büyülerim adeta. Yaşadığıma bir nefestir pazar yerleri ve pazarcılar. Sanki bir başka âlemdir pazar yerleri.
Bu tezgâhlarda sanki bir başka olur, domates, biber, patlıcan, ıspanak bir başka; portakal, mandalina, limon, elma, üzüm, muz kokusu al benisi vardır. Turpun, salatalığın, havucun, kabağın.
Yeşillikler se her mevsim bir bahar havası katar pazar yerlerine. Baharı koklar, baharı yaşarsınız o tezgâhların yanından geçerken. Adeta saflık deposudur pazar yerleri, capcanlı
İnsana bu hissi veren pazarcıların neşesi mi, satmaya can atan halleri mi, gırgır şamataları mı, ya da laf yetiştirme çabaları mı? Yoksa gerçekten buradaki sebze meyveler daha mı taze, daha mı lezzetli bilmiyorum…
Bildim ve beni cezbeden, pazara gitmeme sebep olan pazarcıların samimi ve canından olması ve çoğunun kendi yetiştirdiği, emek harcadığı, alın teri döktüğü ürünlerini satma çabalarıdır. Bu yüzden pazar yerlerinde tercihimizi kendi ürünlerini satan köylülerden yana kullanırım.
Ve her şeyi aynı tezgahtan almam. Her tezgahtan farklı şeyler alarak herkesin nasiplenmesini sağlamaya çalışırım. Mademki emekleriyle benden para kazanacaklar, mademki bolluğa kayna oluyorum; herkes de gitsin, herkes nasiplensin isterim.
Marketler… Marketler bana cansız ve ruhsuz gelir. Pazardaki o ruh burada yoktur. Sanki buralardaki sebze ve meyve reyonları da sanki cansız ve ruhsuzdur. Pazardaki canlılık hissini vermezler insana. Floresan lambalarının altında baygın, renksiz yatıyorlar sanki. Satılmak için de çaba harcayan yok zaten.
Sebze ve meyvelerde çalışanların aldırmaz, vurdumduymaz tavırlarından etkilenip canlılıklarını kaybediyorlar herhâlde. Onun için bana sorarsanız ben tercihimizi pazardan yana kullanırım.
BEHİCE AKÇA
KARADENİZ
