BİR MELEK KAVŞUT ÖYKÜSÜ: "SABAHIN SEHER VAKTİNDE"

MELEK KAVŞUT

SABAHIN SEHER VAKTİNDE

Halil tatlı bir telaş ve özlem içerisinde, Kemaliye semt pazarındaki tezgahını açıyordu .

Bir taraftan tezgahın dizip hazır hale getirirken , diğer taraftan da gözleri Gülbahar'ı arıyordu. Kemaliye değerinde sevdiğini görüp merhabalaşmaya alışık olan Halil, o gün onu göremedi . Halil'in gözlerinin önünden ilk tanıştığı gün film şeridi gibi gelip geçiyordu.

Gülbahar, Halil'in gözlerine keskin keskin bakarak "Ağabey bu makasın fiyatını soracaktım ,kaç para? " dedi.

Halil, Gülbahar'ı göz ucuyla süzerek "Bir hayli fiyatlı, ama sana bir güzellik yaparım" dedi .

Gülbahar tatlı bir tebessüm içinde, başını sallayarak evet dedi .

Halil, altın kaplama makası Gülbahar'a uzatırken "Sen buralardan mısın?" dedi. Gülbahar 'da "Evet Güroluk köyündenim,her hafta buraya pazara geliyorum" dedi. Halil Gülbahar'ın o zeytin karası gözlerinde kalmıştı. Gülbahar' da o an Halil'in gözlerine kilitlendi kaldı. Orada, o pazarcı tezgahında iki gencin sonrasız sevdaları başlamıştı .

Halil, Gülbahar'ın yoluna bakmaktan gözleri aynı noktaya takılı kalmıştı sanki. Etrafında olan bitenlerin farkında değildi. Bütün odak noktası sevdiği kızı görebilmek, ondan haber alabilmekti. Böyle bir Kemaliye pazar yerinde Gülbahar'ın arkadaşı Senem ile karşılaştı, Gülbaharı sordu.

Senem "Gülbahar artık pazara gelmiyor" dedi. Çünkü kardeşleri durumu öğrenmişler " dedi..

Halil o an kararını verdi .

"Gülbahar gelmiyorsa Güroluk köyüne ben gideceğim. Onu görmem gerek" dedi.

Halil Gülbahar'ı ailesinden istemek ve evlenmek niyetindeydi, ama ailesi Gülbahar'ı başka biriyle evlendirmeye karar vermişti bile .

Halil, her şeyi öğrendi senemden. Ertesi gün sabahın seher vaktinde Gülbahar'ın köyüne gidip onu görüp konuşacaktı. Artık her şey yolunda görünüyordu. Gittiği gün sabahın erken saatlerinde Senem onları buluşturdu, ama Gülbahar korkuyordu ailesinin tepkisinden. Yine buluşmaya karar verdiler ama Gülbahar buluşma yerine gelmedi, gelemedi. Arkadaşı Senem ile her gün haber gönderdi "gel görüşelim" diye ama Gülbahar gelemiyordu bir türlü. Ha bugün ha yarın deyip durdu. Artık görüşemediler. Halil Güroluk köyüne son kez gittiğinde Gülbahar'ın düğün halayı ile karşılaşmıştı. Bu durum karşısında dayanamayıp doğduğu toprakları terk etti.