104. YILINDA İLK MECLİS VE EĞİTİM / Hakan Koçar

104. YILINDA İLK MECLİS VE EĞİTİM / Hakan Koçar

23 Nisan 2024 tarihinde millî egemenliğimizin simgesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kurucu Meclisi olan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. Yıldönümünü kutladık.

Bilinen ve okullarımızda, kitaplarımızda öğretilen tarih bu olayı bizlere, ilk meclisin kurtuluş savaşını yaptığı ve düşmanı topraklarımızdan atarak yeni devletin temellerini attığı genel çerçevesine dayandırarak anlatır. Oysa ki, ilk millet meclisi farklı özellikleri olan bir yapılanma içerisinde, yine çok farklı faaliyetlere imza atmış bir meclistir.

İlk TBMM’nin Özellikleri

İlk meclisin organizması tam ve derinlemesine incelendiğinde, sosyolojik olguların ve siyasal olayların işlediği süreçte ortaya çıkışına bakıldığında; ilk “Büyük Millet Meclisi” nin bir ihtilal meclisi olduğunu, son derece olağanüstü şartlarda faaliyete geçtiğini, yasama-yürütme-yargı kuvvetlerini şahsında topladığını (kuvvetler birliği), meclis hükümeti yani meclis başkanının aynı zamanda yürütmenin başı olduğunu, bakanların ise doğrudan meclis tarafından seçildiğini görürüz.

1. dönem meclisinde görev alan milletvekillerinin 288'i yükseköğrenimli iken, 94'ü orta öğrenim görmüş kişilerden oluşmuştu. Meslek dağılımı ise şöyleydi: 133 devlet memuru,54 asker, 162 serbest meslek, 32 din adamı, 7 teknik eleman,30 aşiret reisi, 16 sağlıkçı, 2 Reji görevlisi. Toplam 378 milletvekilinin 162'si birden fazla dil biliyordu. Yani zihinlerde kaldığı üzere, Anadolu’nun dört bir yanından toplanmış bir güruh değil, aksine eğitim düzeyi yüksek, milleti temsil kabiliyetine haiz kişilerden oluşan bir temsilciler kuruluydu.

İlk Millet Meclisi’nin üstlendiği misyon öncelikli olarak elbette ki vatanı işgalden kurtarmak temel düşüncesine dayanıyordu. Fakat bu temel çerçevenin etrafında meclisin demokratik ve parlamenter hasletlerin derinliği de bulunmaktaydı.

İlk meclis , “TBMM’nin üzerinde bir kuvvet yoktur” düşüncesinin millî egemenliği hakim kıldığı ve bu hakimiyetin bünyesine aldığı her karış vatan sathında, tüm faaliyetleri de yönetmek ve yönlendirmek; kısacası yeni devletin temellerini de böylece atabilmek tarzıyla hareket ediyordu.Gerek iç gerekse dış politika alanında faaliyet gösteren, zor şartlarda çalışan ilk meclisimiz, çıkartmış olduğu kanunlar, kurduğu yeni kurumlar ve kazandığı milli mücadele ile az zamanda çok iş başarmış bir kurumdur.

İhtilâl Meclisi Olarak İlk T.B.M.M

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi bir ihtilâl meclisi görüntüsü ile, kendi bünyesine bağlı Anadolu topraklarında Osmanlı Devleti’nden bağımsız hareket ederek; ekonomi, tarım,sanayi,ulaştırma,eğitim ve sosyal alanda çalışmalara imza atmış bir meclistir.

Bütçeye katkı için çıkarılan Tekâlif-i Milliye Kanunu doğrultusunda her ilçede birer Tekâlif-i Milliye Komisyonu kurulması ve bu komisyonların ihtiyaç duyulan malzemeyi toplayarak askeri birliklere göndermesi kararlaştırılmıştır.

Tarım alanında büyük bir çöküntü söz konusu olup, sebze ve meyvecilik oldukça geriydi. Ulaşım güçlükleri nedeniyle bir bölgede çokça üretilen bir ürün, diğer bölgeye ulaştırılamadan çürüyor, diğer tarafta halk açlıktan kırılıyordu. Birinci Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin hazırlamış olduğu programda tarıma geniş yer verilmiş ve köylüyü bu kötü şartlardan kurtaracak bir dizi önlemler alınmıştır. Bu programa göre; Memleket sekiz ziraat mıntıkasına ayrılacak bu mıntıkalarda umumi ziraat mektepleri açılacak, ziraat aletleri tamirhaneleri kurulacaktır, köylüye ekmesi için tohum, ekinlere zarar veren haşarat için ilaç dağıtılacak ve gerekli su sağlanacaktır.

Sanayi alanında küçük işletmeler mevcut olup, hepsi imalathane biçimindeydi ve ancak zanaatkârın geçimini sağlayacak şekilde işliyordu. Ülkede, yabancı ülkelerden getirilen her nevi ürüne rastlamak mümkündü. Hükümet programında sanayi ile ilgili olarak, mevcut sanayinin geliştirilmesi hususunda, sanayi mekteplerinin açılması kararlaştırılmış ayrıca sanayi erbabının ihtiyaçlarını temin için Türkiye Sanayi Bankası kurulacağı ve sanayi çalışanların mesaisi hakkında kanunlar düzenleneceği belirtilmiştir.

Büyük Millet Meclisi açıldığı dönemde, devletin her bölgesi tam anlamıyla ulaşıma açık değildi. 3–5 metre genişliğinde dar, yıpranmış ve ihtiyaca cevap vermeyen eski yollar mevcuttu. Anadolu bu dönemde yola fazlasıyla ihtiyaç duymaktaydı. İç ayaklanmaların önlenmesi ve huzurun sağlanması, ticaret, eğitim ve sanayinin geliştirilmesi gibi amaçların hepsi yola bağlıydı.Birinci Büyük Millet Meclisi ulaşım ile ilgili çalışmalara oldukça önem vermiş ve bununla ilgili bir dizi kanun çıkarmıştır.

İlk Meclis’in Eğitim Üzerine Çalışmaları

Osmanlı Devleti döneminde Islahat ve Tanzimat Fermanlarıyla başlayan yenileşme hareketleri çerçevesinde eğitim alanında birtakım reformlar yapılmaya çalışılmışsa da ülkede eğitim yeterli düzeyde değildi. 1920’lere gelindiğinde, ülke savaş ortamında ve birçok öğretmeni ile öğrencisini kaybetmiş vaziyette iken eğitim ve öğretim faaliyetleri sürdürülemez hale gelmiştir. Yeni Türkiye Devleti kurulurken ve kurulduktan sonra Cumhuriyetin ilanı olan 1923’e kadar çok elverişsiz koşullar altında eğitim gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.

1920’de Büyük Millet Meclisi’ne bağlı illerde (İstanbul Hükümetine bağlı İstanbul ve Yunan işgali altındaki İzmir ve civarı hariç ) 3495 ilkokul (682’si kapalı), 3316 ilkokul öğretmeni, 5 tam devreli (12 yıllık) Sultani ve İdadi (9 yıllık), 13 öğretmen okulu (4 yıllık), 4 kız öğretmen okulu (5 yıllık) mevcuttu. Köylerde ise okul yoktu. Milli Eğitim sisteminin, toplumda gerçekleşen sosyal, ekonomik gelişmelere paralel olarak düzenlenmesi için, bir takım çalışmalar yapılması düşünülmüş, Büyük Millet Meclisi kurulduğu ilk günden itibaren bu alanda çalışmalara başlamıştır. 1921 Temmuz ayında Türkiye Milli Eğitim İşlerinin bir programını hazırlamak amacıyla Ankara’da resmi olarak Maarif Kongresi yapılmıştır.Bu kongrede, İlkokulların öğretim programları ve süreleri, Orta basamaklı okulların dersleri ve süreleri tartışılmıştır. Bu gelişmelerde Mustafa Kemal Paşa’nın kişisel çalışmaları oldukça etkili olmuştur.

Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin programında tüm okullarda en bilimsel ve en modern şekilde eğitim yapmak, ulusal ruhu geliştirecek tarih, coğrafya, edebi eserler gibi ders kitaplarını uzmanlarına yazdırmak, Dil-Tarih-Coğrafya üzerinde çalışmalar yaparak milli duyguları güçlendirmek ve mevcut okulları en iyi seviyeye ulaştırmak asıl hedefti. Okul sayıları artırılmış, milli eğitim anlayışı yerleştirilmeye gayret edilmiştir. Ülke için ve ailesi için yararlı olabilecek bireyler yetiştirme yoluna gidilmiştir.

Sonuç

Anadolu’da kurtuluş savaşı verilirken kurucu iradeyi temsil eden düşünce ve bu düşüncenin vücut bulmuş yapısı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, en zor şartlar altında memlekette hemen her satıhta farklı bir savaş vermiş ve İhtilal Meclisi niteliği ile bunda başarılı sonuçlar elde etmiştir. Özellikle eğitim alanında hedeflenen noktaya hızla varılmış, ilk meclisin ortaya koyduğu irade ikinci ve devam eden diğer meclislerin çalışmalarında da kendini göstermiştir. Ülke millî, bilimsel ve modern anlayışta bir eğitim sistemine kavuşturulmuştur. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin devlet kurucu bir ihtilal meclisi olarak eğitim alanında yaptığı çalışmalar takdire değerdir.